GELİN ÖGRENİN HERSEY BURDA YAZI FIKRA

11 Mart 2008 Salı

 

adsl nedir dial up nedir?

ADSL Teknolojisi Üzerine bilgiler

Uzun bir süre Internet erişimi için dial-up'a mahkum kalan ülkemizde, Internet yaygınlaştıkça alternatif bağlantı yöntemlerinin de kendilerini göstermeye başladıklarını gördük.

Ülkemizdeki Dial-up Harici Internet Servisleri

Maddi durumu yerinde olanlar veya firmalarda çalışanlar için uydu yüksek download hızıyla göz doldururken upload hizmetinin iyi olmaması yüksek fiyatının yanına tuz biber oldu. Geçen senenin ortalarında hizmete giren Kablolu Internet, ilk zamanlarda çok sorunluyken zaman geçtikçe yerini sağlamlaştırdı ve özellikle Internet kafeler tarafından da keşfedildikten sonra yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Modem fiyatının makul seviyelerde olması, saat başına ücretlendirme yerine aylık sabit ücrete dayalı olması kablo Internet'i cazip kılarken kablo TV olmayan binalara kurulumu için hat çekilme zorunluluğu bazılarımızın gözünde büyüdü ayrıca bant genişliğinin abonelerce ortaklaşa kullanılması abone sayısı fazla olan bölgelerde kablo Internet'in hızının düşmesine sebep oldu.Tabii İzmit gibi az aboneye sahip bölgelerde hız hala oldukça yüksek (35 Kilobyte!! diye duymuştum ama..)

ADSL Hizmeti

Son yıllarda Türk Telekom tarafından bir Internet bağlantı servisi daha hizmet vermeye başladı: ADSL. Birçoğumuza yabancı gelen bu hizmet Telekom tarafından reklamının yapılmaması, modem fiyatının oldukça yüksek olması gibi sebeplerden pek kullanıcı bulamadı ve meraklı bilişimciler arasında bilinmeyen, esrarengiz ama hep merak edilen bir servis olarak yerini aldı. Abone olanlar da altyapının daha tam oturmamasından nasiplerini aldılar. O zamanlar piyasada tek ADSL modem bulunuyordu o da 350$+ fiyatlı Alcatel 1000 modemiydi. Bu söylentiler doğru çıktı ve yaz aylarında ülkemize Alcatel olsun diğer firmaların olsun bir çok ADSL modem geldi ve fiyatları 150$'a kadar düşürdüler. Bu gelişme yeni şeyleri denemeye niyetli bilişimciler için çok iyi bir fırsattı, ayrıca kablo Internet'in aylık bedelinin ADSL'den 8-10 Milyon pahalılaşmasıyla ADSL tekrar gündemimize geldi.

ADSL Teknolojisi

ADSL kısaltmasının açılımı Asymetrical Digital Subscriber Line'dır. Güzel dilimize bu kelimeleri "Asimetrik Dijital Abone Hattı" olarak çevirebiliriz. ADSL DSL ailesinin asimetrik bir versiyonudur. DSL'lerin genel özellikleri kullanıcıya adanmış hat (dedicated line) olmalarıdır. Yani DSL'lerde bir hat, sadece hangi kullanıcıya ayrılmış ise o kullanıcı tarafından kullanılabilir. DSL'lerin bu özelliği bağlantı hızlarının sabit olması sonucunu doğurur. Bant genişliği anlatılırken hep araç yolu benzetmesi kullanılır bizde bu kuralı bozmayalım ve DSL 'ler için şöyle bir benzetme yapalım: Şehir dışından İstanbul'a (Internet ağı) gitmeye çalışıyorsunuz ve İstanbul'a gitmek için sadece sizin arabanızın gidebileceği bir yol var. Bu yol geniş duvarlarla üç bir yandan kapalı kimse giremez. ADSL'in DSL ailesinden farkını teşkil eden "A" harfi yani asimtrik olmak ise upload ve download hızlarının birbirinden farklı olmasından kaynaklanıyor. Türk Telekom'un ADSL tarifeleri kısmında görülen 128/32, 256/64 gibi hız ifadelerinde ilk yazılan download hızı(kbit) ikinci yazılan ise upload hızıdır(kbit). Yine otoyol örneğine dönecek olursak İstanbul'a gidişinizdeki yolunuz ile İstanbul'dan evinize dönüşteki yolunuzun büyüklüğü aynı değildir.

ADSL kullanan tanıdığınız varsa veya biraz araştırma yapmışsanız ADSL'in bulunduğu telefon hattından aynı anda Internet bağlantısı ve telefon görüşmesinin yapılabileceğini duymuşsunuzdur. ADSL bağlantı yöntemi, abonenin Internet'e bağlanması için telefon hattındaki boş olan yerleri kullanır. Telefon görüşmeleri belirli frekans aralıklarında yapılırken telefon hatlarının diğer frekansları normalde kullanılmaz. ADSL bu boş frekansları kendi ihtiyacına göre bölerek Internet bağlantısıyla telefon görüşmesinin karışmasını engeller. Bir bağlantıyı frekanslarına göre bölme yöntemi olan FDM (Frequency Division Multiplexing==Frekans Bölmeli Çoklama) ülkemizdeki ADSL bağlantısının kullandığı yöntemdir. Bu yönteme göre telefon görüşmeleri için ayrılmış frekans aralığı dışındaki frekans aralığı da upload/download'lar için birbirine eşit olmayan iki parçaya bölünür. Yani FDM ADSL'de aynı anda telefon görüşmesi, download, ve upload yapılabilir. Ülkemizde kullanılmayan bir diğer ADSL frekans bölme yöntemi de Echo-Channeled ADSL'dir. Bu yöntem upload ihtiyaçlarının genellikle kullanılmadığını varsayarak download frekans aralığının ihtiyaca göre upload aralığını da kullanabilmesini sağlar. Ama tam tersi geçerli değildir yani ihtiyaca göre upload download alanına giremez. Bu frekans ayırımları kısaca aşağıdaki gibidir.

(POTS: Telefon hattının kullandığı alan; Upstream:Upload alanı; Downstreamownload alanı) Yalnız, telefon hatlarıyla çakışmayan ADSL, fax sinyalleriyle karışabilmektedir. Bir hatta ADSL modem, telefon, ve fax paralel olarak bulunuyorsa fax'ın açık olduğu durumlarda telefon hattına dışarıdan yapılacak bir aramada ahizeyi kaldırırsanız fax sinyalini duyacaksınız ve ADSL Internet bağlantınız kopacaktır.

Türk Telekom ADSL Altyapısı

ADSL'in teknolojik özelliklerinden bahsettikten sonra ADSL'in bizi en çok ilgilendiren kısmına, ülkemizdeki durumuna bakalım. 6 aylık bir hizmet olan ADSL Türk Telekom'un TTNet sisteminin bir alt kolu olarak kendini gösteriyor. Altyapısı dünyada ADSL teknolojisinde oldukça ileri bir noktada olan Fransız Alcatel firmasının Türkiye departmanı tarafından yapılmıştır. Sistemin montesi esnasında ülkemizdeki ilk ADSL hizmeti olacağından ne kadar rağbet göreceği tam belirlenememiş ve bu yüzden oldukça kısıtlı sayıda aboneye hizmet verecek şekilde dizayn edilmiştir. 4 ilimizde (Ankara, Çanakkale, İstanbul, İzmir) toplam 32 ASAM birimi üzerinden hizmet veren ADSL'in illere göre ASAM dağılımı şöyledir:

Ankara: 8
Çanakkale: 1
İstanbul: 18
İzmir: 5

Yukarıda adı geçen ASAM birimi kullanıcıların TTNet altyapısındaki ATM ağına bağlanmalarını sağlayan çoklayıcı arabirimdir. Bir ASAM'ın üzerinde 1 ila 3 adet şasi adı verilen kısım bulunabilir. Her şasi içinde 12 ADLT(ADSL modeminin bağlandığı kart) kartı ve her kartta da 4 port (4 farklı modem desteği) bulunur. Yani biraz çarpma toplama yapıldığında bir şasinin 48 kullanıcıya hizmet verebildiği görülür. Bir bölgelerin ASAM'ındaki şasi sayısı bölgedeki kullanıcı sayısına göre değişirken bazı bölgelerimizde sürpriz şasi sayıları olabilmektedir. Ülkemizdeki ADSL hizmetinde şimdilik toplam olarak 2928 port vardır, yani Türk Telekom ADSL hizmeti şimdilik 2928 kullanıcıya hizmet verebilmektedir. Bu sayı 48'e bölündüğünde 61 adet şasi'nin bulunduğu görülür ki bu da ortalama olarak bir ASAM'da 2 şasi bulunduğunu yani her merkezin ortalama olarak 96 kullanıcıya hizmet verebildiği görülür. Muhtemelen bazılarımızın aklına bu noktada "Benim bağlı olduğum merkez doluysa başka merkezden hizmet alırım." diye bir düşünce geçecek. ADSL bağlantısı telefon hattından yapıldığından belli uzaklıktan sonra veri kaybı olabilmektedir. (2,5 Km gibi) Bu yüzden Türk Telekom ADSL'de bir ASAM kendisi merkezli 2,5 Km yarıçaplı bir kürede hizmet verebilmektedir. Teorik olarak ASAM bu kürenin dışında hizmet vermez mi? Verir fakat bağlantının hızının ne kadar olacağını garantileyemez. Bu yüzden Bostancı-Erenköy gibi yakın merkezler arası bile geçiş olamamaktadır. Port sayısının az olmasından sonra ADSL'in en kısıtlayıcı özelliği bu mesafe limitidir.

ADSL Modemleri ve Splitter'lar

Diyelim ki bulunduğunuz bölge'de ADSL ASAM'ı mevcut ve boş yer var. ADSL aboneliğine başvurdunuz ve abone oldunuz. Şu anda ADSL hattınızı kullanabilmeniz için tek bir adım kaldı: ADSL Modem satın alınması. Yazının başında da bahsettiğim gibi ADSL ülkemizde ilk çıktığı zaman piyasadaki tek modem Alcatel 1000 idi. Ethernet kartı üzerinden bağlantı ile çalışan bu modem fiyat bakımından hala gayet yüksek bulunuyor. Alcatel firmasının Alcatel 1000'den sonra Speedtouch ailesi piyasaya geldi. USB'si Internal'ı External'ı Ethernet bağlantılı olanı bulunan bu aile hem fiyatının makul olması hem de rahat bulunabilirliği açısından gayet başarılı. (Internal'ı 150$+KDV'den başlıyor) Ülkemize yazın başlangıcıyla Alcatel'den başka firmaların da modemleri piyasaya çıktı. Fiyat konusunda bir kısmı Alcatel Speedtouch'lardan bile daha makul olan bu modemlerin ufak bir sorunu var. ADSL sisteminin altyapısı Alcatel tarafından yapıldığı için Alcatel harici firmaların modemlerinde zaman zaman uyum sorunları olabiliyor. Bu tamamen ADSL altyapısından kaynaklanan bir problem firmaların modemlerinin kalitesinden olan bir problem değil. Ayrıca İstanbul Anadolu yakasında oturanlar için ufak bir not daha; Alcatel bile olsa USB modemlerin uyum sorunu çıkarma ihtimalleri var haberiniz olsun. Splitter konusunda ise ilk bilinmesi gereken "olması lazım" bir ürün olmadığı. Splitter'ın yaptığı işlem Internet bağlantınız esnasında telefonunuzu da kullanabilmenizi sağlamak. Sisteminizde splitter olsun olmasın dışarıdan yapılacak bir telefon araması sonucunda hattınız meşgul görünmeyecek fakat ahizeyi kaldırdığınızda dial-up'da olduğu gibi hattınız kesilecek. Çok basit bir birim olan splitter'a telefon hattınızın kablosunu, ADSL modeminize gidecek telefon kablosunu ve telefon'a gidecek kabloyu takıyorsunuz. Yalnız burada bir sorun var o da splitter'larda kabloların gireceği yerlerin standart telefon hattı kutularında olduğu gibi jack'li olmaması. Bu işlemi biraz elektrik bilgisi olabilen arkadaşlar yapabilir, yakınızda öyle bir tanıdığınız birisi yoksa en yakın elektrikçiye sadece hangi kablonun nereye takılacağını söyleyerek bu problemi aşabilirsiniz. (Splitter'ın üst kapağını açtığınızda hangi kablonun nereye takılacağına dair bulunan birkaç şekil yardımcı olacaktır.) Fakat son zamanlardaki splitter'ler jacklı.

ADSL Bağlantı Kurulumu

Donanım seviyesi bu kadar bilgiden sonra bir ADSL bağlantısının nasıl yapıldığına bakabiliriz. ADSL bağlantısı için bulunduğunuz ilin bölge baş müdürlüğüne başvurmanız gerekiyor. (İstanbul Anadolu yakası için Acıbadem, Avrupa yakası için Gayrettepe Türk Telekom) Burada görevlilere ADSL'i bağlatmak istediğiniz telefon numarasını söylediğinizde hattınızın ADSL bağlantısına uygun olup olmadığına bakılıyor. Eğer sizin telefonunuza hizmet veren santral ADSL için bir POP noktası ise ve orada boş port var ise hattınız ADSL'e uygun demektir. Sözleşmeyi sadece ADSL özelliği açılacak telefonun üzerine kayıtlı olduğu kişi yapabiliyor. Bürokratik prosedürde istenilenler:

* Nüfus Cüzdanı.
* Nüfus Cüzdanının bir fotokopisi.
* Telefonun son dönemlerden, ödenmiş bir faturası.

Bu istenilenleri verdiğiniz zaman bir form doldurarak abonelik sürecinizi başlatıyorsunuz. Abone olurken hattınızın hızını seçmenin yanı sıra, statik IP isteyip istemediğinizi seçiyorsunuz. Açıkçası ev kullanıcıları için pek iyi olmasa da devamlı aktif olan ağ'lara yapılacak ADSL bağlantıları için gayet güzel. Bu noktadan sonra ADSL açtırma ücretini ödeyerek işlemlerinizin bir kopyasını alıyorsunuz. Telekom şubelerinden yaptıracağınız tüm işlem bundan ibaret.

Modeminizi evinizde kurdunuz ve opsiyonel olan splitter'ı da sisteminize eklediniz veya eklemediniz. İş emri başvurusu yapıldıktan ortalama 1 hafta sonra size telefon ile bağlı olduğunuz bölge başmüdürlüğünden hattınızın açıldığını söylüyorlar, kullanıcı adınızı ve parolanızı seçtikten sonra hattınız açılmış oluyor. Modem'inizin kullanma kılavuzundaki gibi bağlantı ayarınızı yapınca (ki bu aslında normal bir dial-up bağlantı yapmak gibi farkı yok.) hattınızı kullanmaya başlıyorsunuz. Aylık ADSL abonelik ücretini telefonunun faturasında görüyorsunuz.

Öneriler, Notlar

* Bir teknik problem olma durumunda (modem uyuşmaması, hattın kurulamaması) bağlı olduğunuz bölge başmüdürlüğünü aradığınız zaman kullanıcı adınızı sormak yerine hat no'nuzu soracaklardır. İş emrinizin sağ üst köşesinde bulabileceğiniz TTNET numarası olarak yazılan bu numara sizin hattınızın kodu olarak kullanılacak.

* Hattınız ilk açılırken bir süreliğine (2 saat ila 2 gün) hattınız kopuk olacak. Bu data santrallerinde yapılan normal bir işlemdir işleminizin yapıldığını gösterir.

* ADSL sistemi hala yeni bir sistem olduğundan problemleri bulunmakta. Zaman zaman merkezi arızaların olması muhtemeldir. Genelde 1-3 saatte çözülür.

Özet

Hattan düşmelerin olmadığı, stabil, güvenilir bir hat olan ADSL büyük ve çok sayıda dosya download'ı yapan kişiler için idael. Ayrıca dial-up Internet'lerdeki telefon parasını düşünecek olursanız ADSL'in 128/64'lük hattı gayet mantıklı geliyor. Günde ortalama 2-3 saat Internet kullanan bir kişi için ADSL hemen hemen aynı fiyata geliyor. Genellikle upload yapan kişiler için ADSL, upload hızını 4-5Kbyte'dan 7-8Kbyte çıkaracak ve 24 saat devamlı bağlantı imkanı sunacak. Download'larda hız 4-5Kbyte'dan 12-16Kbyte'a çıkacak ki bu 3 ila 4 kat hız demek. Ve unutulmaması gereken en önemli nokta hattın tamamının size ait olması başka kullanıcıların durumunun sizi kesinlikle etkilemeyecek olması. Ayrıca kullanıcı adınız veritabanında sadece sizin telefonunuz üzerinden gelirse kabul edilir bu yüzden bağlantınızın çalınması gibi bir durum da bulunmamakta. Öte yandan. 124$+KDV dan başlayan modem fiyatları ile ADSL modemler hala normal modemlerden oldukça pahalı. Sistemin altyapısının tam oturmamış olması ara sıra genel sorunların çıkabileceği manasına geliyor. Sistemin maksimum kullanıcı sayısının az olması da problemlerin en önemlisi.

Uzun Vadede ADSL

Internet'in dünyadaki öneminin her geçen gün artması hızlı, güvenilir ucuz ve devamlı bağlantıları ön plana çıkarıyor. Bu bakımdan uzun vadede ADSL iyi bir yatırım gibi görünüyor. 2004 ve sonrasında ADSL sisteminin kapasitesi 100-300 bin'leri bulacak. Eğer bu rakama ulaşılır, o zamana kadar ADSL altyapısının problemleri azalır ve iyi bir reklam yapılırsa dial-up şirketleri zor günlerine başlarlar veya alternatif ADSL'ler, daha iyi hizmetler ülkemize gelir ve Internet bağlantısı konusunda ülkemizde büyük gelişmeler olur. alıntıdır.

Etiketler: , ,


23 Ocak 2008 Çarşamba

 

ESTETİK

Güzeli ve güzel sanatların doğasını inceleyen felsefe dalı. Estetiği bağımsız bir bilim olarak ilk ileri süren ve adlandıran Alman düşünürü Alexander Baumgarten’dir. Baumgarten’in verdiği anlamda estetik, duyusal bilginin bilimidir, konusu duyusal yetkinliktir. Gerçekleştirmek istediği de güzel üstünde düşünme sanatıdır. Bununla beraber estetik bir felsefe kolu olarak Alman düşünürü Kant ile önem kazanmıştır. Estetik, insanın dış dünyaya gösterdiği, “güzel” ve “çirkin” sözcükleriyle dile gelen tepkileriyle ilgilidir. Ama “güzel” ve “çirkin” terimlerinin kapsamları belirsiz, anlamları da öznel ve görelidir. Üstelik, etkileyici bir doğa görünümüyle ilgili gözlemlerde ya da sanat eleştirilerinde kullanılan nitelemeler yalnızca güzel ve çirkinle sınırlı değildir; anlamlı, dengeli, uyumlu, ürpertici, yüce gibi bir dizi başka kavram da değerlendirmeye girer.estetik kuramı, bir yandan güzelin yalnızca öznel olmayan, nesnel bir içerik de taşıyan bir tanımını yapmaya, bir yandan da bu değişik terimler arasındaki bağıntıları belirlemeye çalışır. Temel sorunları ise estetiğin öznesine, estetiğin nesnesine ve estetik yaşantıya ilişkindir. Estetik alımlayıcı(özne): estetik alımlayıcı sanat yapıtından ya da bir doğa görünümünden haz duyan, estetik tat alan bir varlıktır. Estetik tat almak, sanat yapıtı üretmek ve değerlendirmek, güzel ve çirkin gibi yargılarda bulunmak ancak belirli varlıklara özgü bir yetidir. Estetik Nesne: estetik nesne terimine iki farklı anlam verilebilir: maddi nesne ve ereksel nesne. Ereksel nesne, nesneye insanın yüklediği anlamdır; zihin içindedir. Oysa maddi nesne öznenin zihninden bağımsızdır. Estetik nesne, ereksel anlamıyla tanımlanırsa, estetik kuramının asıl konusu da estetik yaşantı olur. Oysa Kant felsefesinin öznelliğine karşı çıkanların amacı, estetiğin duygular ve öznel yaşantılar alanından çıkararak estetik nesnenin kendi özellikleri üzerinde temellendirmektir. Estetik Yaşantı: estetik yaşantı birbirini tamamlayan iki önermeyle tanımlanabilir:1) estetik nesne duyusaldır; görülür, işitilir ya da duyusal biçimiyle zihinde canlandırılır; insana bu duyusal özellikleri nedeniyle haz verir. 2) estetik nesne aynı zamanda düşünülen, seyrine dalınan bir nesnedir; yalnızca duyulara hoş geldiği için değil, bir anlam içerdiği, bir değer taşıdığı için de ilgilendirir. Bu önermelerden ilki, estetik sözcüğünün kaynağına (duyum) işaret eder. İkinci önerme ise beğeni yargılarının temelini oluşturur. Seyretmeye değer bulunan nesnelerin değersiz bulunanlardan ussal olarak ayırt edildiğini gösterir. Kant’a göre estetik yaşantının ayırt edici özelliği “çıkarsız” oluşudur.çağdaş estetiğin çıkış noktası olan bu önerme, estetiği ahlaktan da bilimden de ayırır. Ahlaki davranışlarda bir “çıkar” öğesi vardır; evrensel sayılan bir davranış ölçüsü bütün insanlara benimsetilmek istenir. Bilimde nesnelerin iç yapılarını, işleyişlerini ve neden-sonuç ilişkilerini araştırır; nesneleri denetim altına almak, insanın hizmetine koşmak ister. Oysa estetik yaşantının öznesi, estetik nesneyle bir merakını gidermek için ilgilenmez; estetik nesneyi başka bir amaca hizmet eden bir araç olarak da görmez. Estetik yaşantı da insan, karşısındaki nesneyi hep belli bir uzaklıktan seyreder: estetik yaşantı kullanma, sahip olma, tüketme ve ahlaki açıdan yargılama gibi davranışları dışarıda bırakır. Kant’a göre estetik us, kuramsal us’la uygulayıcı us arasında bir köprüdür ve kuramın uygu alanındaki denetçisidir. Estetik us, bir yargı gücüdür ve doğru düşüncenin iyi uygulandığını güzel yargısıyla yargılar. Kant’a göre güzel olan, doğrunun iyilikte gerçekleştirilmesidir. Kant’ın bu düşüncesinde Yunan felsefesinde olduğu gibi güzel’i iyi ile birleşik kılan bir ereklilik belirse de, Kant bunu biçimsel bir ereklilik “ereği olmayan ereklilik” olarak tanımlar. Daha açık bir deyiş ile güzel’in ereği kendisidir; güzel, güzel olduğu için istenilir. Güzel’in ereği başkaca hiçbir erek gözetilmeksizin, gene kendisinden doğan estetik hazdır. Güzel, burada bir ereğe koşulmuş olduğundan değil, sadece bir ereğin biçimi olduğundan güzeldir. Buysa, hiçbir karşılığı gerektirmeksizin, salt bir hazdır. Kant’a göre estetik yargı, bir beğeni yargısıdır. Güzel bir yargının nesnesidir. Kant bu yargıyı genellikle geçerli kılmak ister ve ortak estetik bir duygunun varlığını ileri sürer. Ona göre bu yargı, herkeste ortak olan ideal bir ölçüyü yansıtır. Bu yüzdendir ki Kant “beğeniler tartışılamaz” anlayışına karşı çıkmakta ve beğenilerin tümel geçerli olmasını savunmaktadır.

Etiketler:


20 Ocak 2008 Pazar

 

AMD mi INTEL mi?

AMD mi INTEL mi?
12 12 2007
Dizüstü ve masaüstü bilgisayar alırken dikkat edeceğiniz ilk şey işlemcidir. İşlemci modeli olarak piyasada sadece İNTEL ve AMD var. İkisi de Amerikan firması. Peki, masaüstü ve dizüstünde hangisi daha avantajlı ya da hangisine hiç bulaşmamak lazım. İNTEL yaygın olduğu kadar acaba AMD den her yönüyle de üstün mü? AMD gerçek bir efsane mi? Bu yazımızda bunlara cevap vereceğiz.
INTEL daha çift çekirdeğe (64 bit) geçmeden AMD 64 bit teknoloji ile son kullanıcısını tanıştırmıştı. Anlayacağınız AMD'nin ufku ve başarısı INTEL'den birkaç adım önde. Ama bu önde gidiş her zaman başarı getirmiyor. 64 bit teknolojisi ve diğer teknik çalışmalar AMD yi masaüstü bilgisayarlarda tartışmasız tercih edilir hale getirdi. Masaüstü bilgisayarlarında performans arayan kullanıcılar ve özellikle oyuncular AMD den vazgeçemiyor. Fiyat olarak da INTEL'in yüksek paralara sunduğu teknolojiyi AMD size çok daha ucuz sağlıyor.

Ama bu durum notebooklarda biraz farklı. Çünkü notebook teknolojisi masaüstü teknolojisinden çok daha farklı bir durum arz ediyor. Biliyorsunuz ki işlemciler de en önemli şey hız ve en önemli sorun da ısınma. AMD'nin hızdan yana hiçbir sorunu yok. Biraz önce yazdığım gibi aynı tür INTEL işlemcilerden çok daha hızlı AMD işlemciler. İşte bu AMD’nin hızı Notebooklarda başına bela oluyor. Masaüstü bilgisayarlarda fanlarla istediğiniz tür soğutma işlemine sahipsiniz ama notebooklar öyle değil.

AMD notebooklarda en büyük problem ısınma. Aşırı hız ısınmaya sebep oluyor. Şu ana kadar da buna dişe dokunur bir çare bulunmadı. Dizüstü bilgisayarlarda alan dar ve hareket noktası olmadığı için soğutma işlemi için pek fazla bir şey yapamıyoruz.

INTEL mi AMD mi derken, işlemci haricinde bir sorun daha var. O da notebookların wireless bağlantı gücü. Wireless (kablosuz) bağlantı gücü ve uzaklığı bakımından da INTEL AMD'yi notebook bilgisayarlarda geride bırakıyor. INTEL işlemcili notebooklar, AMD işlemcili notebooklara göre aynı mesafeden daha yüksek ve kaliteli internet bağlantısı vaad ediyor.

Etiketler: , , , ,


19 Ocak 2008 Cumartesi

 

Milli Füzemiz Atinayı Vurabilecek Güçte


Türkiye'nin ilk milli füzesinin adı Toros. Silah sanayisinde son yıllarda öenmli gelişmeler kaydeden Türkiye'nin ilk milli füzesi Toros'un menzili Atina'yı vurmaya yetecek kadar





MUHAMMET KUTLU'nun haberi

Türkiye'nin ilk milli füzesinin adı Toros. İran'ın Türkiye'nin her tarafını rahatlıkla vurabilecek duruma gelmesi ülkemizin silahlanma konseptini yeniden belirlemesine yol açtı. Peki yeni füzelerin menzili nereye kadar? İşte yeni füze konsepti

Dört bir yanı binlerce kilometre menzilli füzelere sahip ülkelerle çevrili olan Türkiye, uzun yıllar milli füze üretimine ilgi göstermemişti.

Türkiye barışçı bir ülke...

Özellikle komşularıyla iyi geçinme noktasında son yıllarda mesafe aldı...

Türkiye çevresinde ve komşularında kriz istemiyor..Düşman komşu hiç istemiyor..

Ancak özellikle Doğu komşumuz İran’ın Türkiye’nin her tarafını rahatlıkla vurabilecek duruma gelmesi ülkemizin silahlanma konseptini yeniden belirlemesine yol açtı.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeni silah tanımlamalarında kısa ve orta menzilli füzelere yer vermesi de bu konuda ciddi çalışmaları beraberinde getirdi.

Türkiye, Çin ile 1990'ların ortasında bir füze anlaşması imzalayarak karadan karaya 80 kilometre menzilli Kasırga adlı füzelerden toplam 19 üniteden oluşan 1 batarya aldı.

Teknoloji transferini öngören anlaşma kapsamında 5 bataryayı da kendisi üretti.

Jaguar (WS1B) adı verilen füzelerin menzili de 150 kilometreye çıkarıldı.

Türkiye'nin ilk milli füzesinin adı ise Toros.

1999'da geliştirilen Torosların 65 ve 110 kilometre menzilli iki versiyonu bulunuyor.

Kara Kuvvetleri'nde ayrıca taktik sahada kullanmak üzere 165 kilometre menzilli güdümlü ATACMS füze sistemleri de yer alıyor.

TSK'nın elindeki en uzun menzilli savaş başlıklı füze sistemi ise, 250 kilometre uzaktaki hedefleri dahi imha edebilen Yıldırım (B611) füzeleri.

Türkiye, son olarak 500 kilometre menzilli yeni bir yerli füze üzerinde çalışıyor.

Savunma çevrelerinden edinilen bilgiye göre, yeni füzenin deneme aşamasına kısa süre kaldı.

Denemelerin tamamlanmasının ardından, füzenin seri üretimine geçileceği kaydediliyor.

YENİ FÜZELER NERELERİ VURABİLECEK?

500 kilometre menzilli füze üretildiğinde, komşu ülkelerden Bulgaristan, Gürcistan ve Ermenistan’ın tamamını, Suriye’nin üçte ikisini, Yunanistan’ın başkenti Atina, Irak’ın başkenti Bağdat, İran’ın başkenti Tahran’a yaklaşık 340 kilometre mesafeye kadar olan topraklarla, Ukrayna’nın Sivastopol şehrine rahatlıkla ulaşabilecek güçte olacak.

Savunma uzmanları, Türkiye’nin sahip olduğu teknoloji ve birikimin, 1000 kilometre menzilli füzeler geliştirmeye yeterli olduğu değerlendirmesinde bulunuyorlar.
imbatforum.com teşekkürler

Etiketler: , , ,


14 Ocak 2008 Pazartesi

 

Domain nedir , nasıl çalışır ?

İnternet üzerinde kullanılan domain ( alanadı ) 'ler IP ( İnternet Protokol ) numaralarına ulaşmak için kullanılan bir isimlendirme sistemidir. İnternet üzerinden makineler birbirlerini IP dediğimiz numaralar sayesinde bulabilmektedir. (örn. www.template.gen.tr için ip adresi 70.85.48.14 dür. ) IP adreslerinin hatırlanması ve kullanılması zor olduğu için bunun yerine kullanılması daha kolay olan isimlendirme sistemi (domain sistemi ) getirilmiştir.
www.turkiye.com.tr alanadı açılımı şu şekilde olmaktadır .tr ülke kodu (iki harfli ülke kodu listesine buradan ulaşabilirsiniz.) *
.com ticari kullanım olduğunu bildirir üst düzey domain takısı (TLD)
.turkiye domain adı
www alt domain (subdomain)
* Ülkelere verilmiş olan takılarının , örneğin türkiye için .tr takısının yönetimi o ülkedeki bir kuruma verilmektedir. Türkiyede bu ODTÜ bünyesindeki NİC.TR dir. Bu kurum .tr ile biten isimler üzerinde her türlü yetkiye sahiptir. Bu takı öncesinde kullanılacak TLD 'ler ülkelerin tercihlerine bırakılmıştır. Türkiyede kullanılmakta olan .name.tr takısı kullanıldığı gibi bu kurum isterse .isim.tr şeklinde de isimler türeterek bunlarıda kullanabilir. *USA'da ülke kodu kullanılmamaktadır.Bunun yerine yine hepimizin tercih ettiği uluslararası TLD'ler kullanılmaktadır. ( .com .net .org gibi )

Domain kayıt işlemi nasıl olmaktadır ?
İnternet'te bir adrese ulaşmak istediğimizde o bilgisayar kendisinde önceden tanımlanmış olan domain sorgulama adreslerinden bu domain'e ait bilgileri sorgular ve sonuç olarak bir IP adresi alır.Bu şekilde o adrese ulaşmış olur. İşte kayıt işlemi temel olarak bu sorgulama makinelerine IP karşılığının eklenmesidir. Domain name registry" işlemi tüm dünya üstünde registrar şeklinde adlandırılan firmalar aracılığı ile yapılır.Bu işlem söz konusu domain takılarına sahip olan ülke yada kurumlarca ücretlendirilmektedir. Bu ücretler bu işlemleri sağlayan sistemlerin devamını sağlamaktadır.

Domain kayıt işlemi kaç günde tamalanmaktadır ?
Dünyada bulunan ana domain sorgulama makineleri belirli aralıklar ile güncellenmektedir. Kayıt işlemi ardından tüm bu sunucuların dünya çapında güncellenmesi 24-72 saat içinde olmaktadır.

Domain kaydı yaptırırsam bir web sitem yada eposta adresimde olacak mı ?
Domain kaydı sadece bu sunucular üzerinde isim ile ilgili hakların belirtilen süre ile satın alınmasıdır.Bu durumda isim'i kullanabilmek için isim karşılığında yazılacak bir IP adresine yani bir sunucu üzerinde sizin istediğiniz hizmetler için hazırlanmış bir alana ( hosting ) ihtiyacınız olacaktır.

Domain kaydı yaptırdım ancak şimdilik bir eposta adresine yada bir web sitesine ihtiyacım yok.İsmin başkaları tarafından alınmasını engellemek istiyorum , hosting almam gerekirmi ?
Domain kaydı ile domain olarak aldığınız ismi bşakalarının almasını belirtilen süre içinde sağlamış oldunuz . Eğer eposta yada site ihtiyacınız yok ise hosting almanız gerekli değildir.

Domain'ime ait süre dolunca ne olacak ?

Eğer belirtilen süre sonunda domain'e ait yenileme yapmadı iseniz. Bu domain 10 gün içinde kullanılamaz hale gelir . Yaklaşık 45 gün kimse tarafından kayıt edilemez.Daha sonra tekrar isim serbest kalır.
Domain adı kaç karakter uzunluğunda olmalı?
Maksimum 63 karakter uzunluğunda olabilir.

şu an en ucuz domain i yahoo domains name(İSİM) sunmaktatdır tabi dışardan almak isterseniz 3 dolara kadar düştü türkiyeden almak isterseniz indirimlihost.com var alıntıdır

Etiketler: , , ,


11 Ocak 2008 Cuma

 

Hosting Nedir?

HOSTİNG NEDİR?

Alınma amacı ne olursa olsun, satın aldığınız alan adınıza ( domain ) hazırladığınız web sayfalarını yüklemek için bir başka deyişle, insanlar sizin sitenizin adını browserinin adres çubuğuna yazdığı zaman hazırladığınız sayfaların görüntülenmesi için o sayfaların bir yerde yüklü olması gerekir.

Neden mi ? Çünkü sizin adınıza 24 saat boyunca ziyaretçilerin uğrayabilmesi için bir depo vazifesi gören yere ihtiyacınız olacak. İşte internette bu depo vazifesi gören işlemin adı hosting (barındırma)' dır. Sürekli internete açık olan yerler sayesinde siteniz günün her saatinde ziyaret edilebilir.

Günümüzde bir çok yerli ve yabancı firma hosting işlemi yapmakta ve sizlere aldığınız domain adının aktif hale getirilmesi için yer tahsis etmektedir. Bu yer tahsis işlemi (hosting) aylık yada yıllık olarak kira usulü ile yapılmaktadır.

Hosting işlemlerinde sizler için önemli noktalar şunlardır :

- Hız
- Siteniz için size verilecek alan boyutu (MB)
- Desteklediği programlar ve genel özellikler
- Sitenize verilecek trafik

Bunları önem sırasına göre teker teker açıklayalım.

HIZ:

Sitenize ait sayfaların yüklenme hızı burada çok önemli bir unsur oluşturmaktadır. Gezilen sitelerin yavaş olarak gelmesinin yada gelmemesinin iki önemli nedeni vardır. Bunlardan ilki internete bağlandığınız bilgisayarın yeterli aksama sahip olamamasından kaynaklanan nedenlerdir. İkincisi ise hostingden daha doğrusu hosting aldığınız serverdan kaynaklanan nedenlerdir. Şayet hosting aldığınız Server’ın internete çıkış hızı düşük ise ya da kapasitesinin üstünde hosting hizmeti veriyorsa doğal olarak sayfalarınızın yüklenme hızı yavaş olur. Ayrıca hız konusu sayfalarınızın boyutu ve hazırlandıkları programlarla da alakalı olduğunu hatırlatalım. Çünkü bazı siteler flash ve animasyon programları ile hazırlanır. Bu durum HTML formatta hazırlanan sitelere oranla flashlı sitelerin daha yavaş açılmasına neden olur. Hosting Nedir, Barındırma Nedir, Host Nedir, Reseller Nedir, Dedicated Nedir, Linux Nedir, Server Nedir, Sunucu Nedir, Hosting Özellikleri, Hostıng Nedir

VERİLECEK ALANIN BOYUTU:

Diğer maddelere de göz atacak olursak; size verilecek alan boyutu (kaç megabayt ) ücrete göre de değişiklik göstermektedir. Siz konusuna göre hazırlayacağınız sitenize ne kadarlık bir alan gerekli ise o oranda hosting alanı talep edeceksiniz. Geniş kapsamlı ve içeriği fazla bir site düşünüyorsanız sitenize verilecek alanın boyutu da büyük olması gerekir. Verilecek alan iki açıdan önemlidir; birincisi daha öncede ifade ettiğimiz gibi hazırlanacak sitenin boyutu açısından, ikincisi ise e-mailler açısındandır. Çünkü yapılan tasarımla beraber verilen E-maillerde aynı alanı paylaşır. Eğer verilen hosting alanı küçük ise belli bir süreden sonra mail trafiğinde sorunlar ortaya çıkabilir.

SERVER DESTEĞİ:

Web hostingde bir diğer önemli nokta da kullandığınız program ve veritabanının kiraladığınız Server'ın desteklemesidir. Günümüzde artık internet siteleri tanıtımın yanında hazırlanan dinamik formlar sayesinde daha farklı işlevleri de (İş başvuru formları, talep formları, kredi kartı ile satış gibi) yerine getirmektedir. Bu tür formların hazırlanması özel programlama dilleri (ASP,PHP,SQL gibi) ile yapılmaktadır. Örneğin ASP destekli bir sitenin çalışabilmesi için sitenin server tarafında ASP ile yapılmış formları destekleyen programların kurulu olması gerekir.

SİTENİZE VERİLECEK TRAFİK

Hosting hizmetinin yanında size sunucudan aylık belli bir oranda trafik verilecektir. Bu trafik siteniz üzerinden yapılacak işlemlerin boyut olarak belirlenmesi ve sunucuya getirdiği yük olarak hesaplanmasıdır. Maillerinizde bu trafiği kullanır.

Hosting işlemlerini yaptırırken bunlara dikkat etmeniz gerekir.

2 Adet Türkiye, 2 Adet Amerika olmak üzere 4 adet sunucumuz bulunmaktadır. 3 tane Windows 2003 Server

Etiketler: , , , ,


7 Ocak 2008 Pazartesi

 

Tüp bebekdeki son gelişmeler

Tüp Bebekte Son Gelişmeler
Tüp bebek tedavisinde amaç hastanın mümkün olan en kısa sürede çocuk sahibi olmasını sağlamak. Oysa ilk uygulamada başarı oranı sadece yüzde 30 – 35. Eurofertil Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hakan Özörnek “bazı laboratuar teknikleri gerçekten bu oranları artırmaya yönelik yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.” diyerek uygulanan yeni metotlar hakkında bilgiler veriyor.

Tüp bebek için ilk uygulanan tedavi döneminde hastanın gebe kalması en ideal olandır. Ancak dünyanın en iyi merkezlerinde dahi gebelik oranı %30-35 kadardır. Bu oranı yukarı çekmek için birçok bilimsel çalışma yapılmaktadır. Şu anda kullanılan bazı laboratuar teknikleri gerçekten bu oranları artırmaya yönelik yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Bu yöntemler şunlardır:

Assisted hatching (yardımla yuvalama)


Döllenmiş yumurta yani embryo rahmin içinde tutunabilmesi için dış kabuğunun yırtılarak sıyrılması gerekmektedir. Assisted hatching (yardımla yuvalama) rahim içine yerleşmesini kolaylaştırmak amacıyla yumurtanın kabuğunun yırtılmasına yardım edilmesidir. Sadece ihtiyaç olan hastalarda faydalı olan bir metoddur. Bunlar; yumurta kabuğu kalın olanlar, donmuş embryo transfer edilecek vakalar, tekrarlayan tüpbebek başarısızlığı olanlar ve 40 yaşın üzerindeki hastalardır. Teknik olarak kabuk mekanik olarak yırtılabileceği gibi eritici bir sıvı yardımı ile kimyasal olarakta yırtılabilir. Son yıllarda gelişen diğer bir teknik lazer yardımı ile yırtık oluşturulmasıdır.

Blastokist kültürü

Tüpbebek tedavisinin en önemli bölümü laboratuvar kısmıdır. Buradaki ilerlemeler gebelik oranlarına direk olarak etkilemektedir. Embryoların vücut dışında yaşadıkları besiyerlerindeki gelişmeler artık onları vücut dışında daha uzun süreyle tutabilmemize olanak vermektedir. Bu sayede daha gelişmiş embryolar transfer edilebilmektedir, bu da gebelik oranlarının artması demektir. Neden gebelik oranları artıyor? Bunun birden fazla sebebi vardır; 5. veya 6. güne kadar yaşayan embryoların yaşama şansları daha fazladır, rahime normal embryo da 6. gün girmektedir yani bu işlem doğala daha yakındır. Tüm bunlar gebelik oranlarını artırır, bu sebeple verilecek embryo sayısı düşürülür, yani çoğul gebelikler azaltılır. Bu da tüp bebeğin temel felsefesi olan en az embryo ile en yüksek gebelik oranına ulaşmak demektir.

Embryo dondurulması

Hücre biyolojisindeki gelişmeler artık insan embryosunun hasar görmeden dondurulabilmesine olanak tanımıştır. Özel cihazlar yardımı ile dondurulan embryo -196°C sıvı azot içeren tanklarda yıllarca canlılığını yitirmeden saklanabilir. Dondurulmuş embriyo kullanılmasının en büyük avantajları; embryonun çözülerek transfer edildiği tedavi dönemlerinde kadına yumurtaları geliştirici ekstra bir hormon tedavisi uygulanmaması ve yumurta toplanması operasyonuna ve sperme ihtiyacın olmamasıdır. Böylece hasta, yumurta toplanması ve hormon tedavisi sırasında oluşabilecek olası komplikasyonlardan korunmuş olur. Dondurulmuş embriyoların çözüldükten sonra transferi ile oluşacak gebelik şansı, taze embriyo transferi ile oluşabilecek gebelik şansına oranla bir miktar daha düşük olmakla birlikte, dondurulmuş embriyo transfer fiyatı, tam bir tüp bebek tedavisinden çok daha ucuzdur.

Tüp bebek uygulaması sırasında fazla embriyo elde edildiğinde, transfer edilmeyen embriyolar dondurularak saklanır. Bu embriyolar gebelik oluşmaz ise daha sonraki denemelerde çözülerek kullanılabilir. Bu şekilde bir deneme için en az 2 tane dondurulmuş embriyo olmalıdır.

Etiketler: , , ,


This page is powered by Blogger. Isn't yours?

Kaydol: Yorumlar [Atom]